13 Ekim 2009 Salı

BİR TESPİT

Sırt Kaşıntısı
Ne zordur bilge insan kimliğinin size yakıştırılıp, ömrünüz boyunca o kimlikle yaşamak zorunda kalmanız. Tıpkı bir dergi veya gazetede hergün sorunlara çözüm öneren bir sütununuz olması gibi. Çoğu zaman içinizden "Bu salaklıkla yine de adam yerine konduğun için şükret" demek geçse de hiç bir zaman bunu söyleyemezsiniz. Çünkü siz bilge kişisinizdir. İnsanlar sanki sizden sırtlarının kaşınmasını isterler. Ne uzun, ne kısa olmayan bir boyda kesilmiş ve henüz törpülenmemiş tırnaklarınızı kürek kemiklerinin ortasına yerleştirip dairesel hareketlerle, bir yukarı, bir aşağı ama ölçüyü hiç kaçırmadan, batırarak kaşımanız gerekmektedir. Bu arada kedi gibi yumuşak hareketlerle önünüzde hafifçe dizlerini kıran birinin sırtının ensesine doğru olan bölgesinin daha çok kaşındığını bilerek, tırnaklarınızı bu bölgeye kaydırmanız gerekmektedir. Aynı şekilde önünüzde arkası size dönük olarak duran kişinin, bir balerin edasıyla parmaklarının ucunda yükselmesi de, kaşınan bölgenin, şu anda kaşımakta olduğunuz yerin biraz alt kısmında olduğunun göstergesidir. Tüm bunları bileceksiniz. Üstelik her şey öylesine törensel bir ritm içinde akıp gitmeli ki, kaşıma işleminin bitiminde üreme olayının neden gerçekleşmediğine şaşırılacak kadar inandırıcı olmalısınız.
Öyle ya alınan haz neredeyse ilk sevişmenin sonundaki orgazma eşittir. Kafaları karışmalı, bildik şeyler yeniden sorgulanmalıdır.
Gelgelelim siz yeni kesilmiş, törpülenmediği için çatal çatal duran tırnaklarınızı kendi sırtınız üzerinde aynı rahatlıkta kullanamazsınız. Hele kilo alma sürecine girdiyseniz, kollarınızın hergün neredeyse biraz daha kısalmakta olduğunu görürsünüz. Sırtınızın orta yerine uzanabilmeniz artık imkansızlaşmıştır. Tıpkı herkesin geleceği hakkında kehanetlerde bulunacağına, piyangoda ikramiye isabet edecek numaraları saptamanın önemini bilmez ve anlamazmış gibi duran bir kahin gibi yetersizsinizdir. Kaşınmak için çoğunlukla tahtadan yapılan, uzun saplı elleri kullanmak zorundasınızdır. Çoğu küt ve parmaklarını kırmayı bile akıl edemeyecek kadar kaba birinin eli gibidir. Sırtınızda gezinmesi kaşıntınızı daha çok güdüler. Bir an önce ondan kurtulmak istersiniz. Bazıları ise parmak yerine konan kalın kürdanlardan farksızdır. Uzun sapın gerisinden, ne denli bastıracağınızı ayarlayamazsanız her tarafınızı çizer, acıdan büzülürsünüz. "Nereden çıktı şimdi bu kaşınma, niye kaşınıyorum ki" diye karşı çıkarsınız. Oysa bu belki de herkesden fazla olduğunu bildiğiniz kaşıntınızı engellemez, arttırır.
Yeryüzünde hiç bir zaman büyük ikramiyeyi bir kahinin kazanamayacağı gibi, sizin de sırtınızı kaşıyacak biri olmayacaktır.

1 yorum:

  1. Doğru, ben de hep kaşıyan olmaktan yoruldum artık, birdiler, üç oldular kaşı kaşı nereye kadar:))

    YanıtlaSil